top of page

Eva Yerbabuena

Semineri

Aslında yazılarımı biriktiriyordum ve baÅŸka bir ÅŸekilde deÄŸerlendirmeyi düÅŸünüyordum ancak ben deÄŸiÅŸtikçe hissettiklerim ve yazacaklarım da günden güne deÄŸiÅŸiyor, o yüzden önce yazılanlara baktığımda hayatımda zamanın gerisinde kaldığını görüyorum. Daha geç olmadan bazı yazılarımı sizlerle paylaÅŸmak istedim.
Seminer’den 4 ay sonra yazdıklarım:

 

Evet, Eva la Yerbabuena’nin seminerine katılmamın üzerinden tam 4 ay geçti ancak bana kattıkları yeni yeni vücut buluyor. Uzun zamandır sizlerle de bu deneyimimi paylaÅŸmak istiyordum.  Jerez’e gitmek üzere hazırlanmıştım ki birkaç gün öncesinde seminer ile ilgili bir mail geldi. Hiçbir ÅŸey düÅŸünmedim. Sadece orada olmak istiyordum. Ne parası, ne seviyemin uygun olup olmadığı, ne de lisanımın yeterli olup olmadığı. Bu seminer için maddi olanağım yoktu. Bu bile önümde bir engel olmadı. Bir dostum bana bu konuda destek oldu. Kendisine sonsuz teÅŸekkür ediyor ve ÅŸükrediyorum. Belli ki bir ÅŸeyler yolumu açıyordu deneyimlemem gereken ÅŸey için. Tek istediÄŸim 2 sene öncesinde bir otobüs yolculuÄŸum 

sırasında izlemiÅŸ olduÄŸum gösterisinin sonunda seyirciyi selamlayışındaki enerjisine dokunmaktı. Ä°zlerken gözyaÅŸlarımı tutamamıştım. Orada ne ego, ne yapmacıklık vardı. Bu kadın, bu muhteÅŸem dansçı kesinlikle baÅŸka bir güce sahipti. Ä°lahi güç. Sadece dans ederken baÅŸka birisi oluyordu ve o sırada her kiminle buluÅŸuyorsa aldığı enerjiyle sahnede dans ediyor ve müzik kesilip selam kısmı geldiÄŸinde ise dua etmiÅŸ, meditasyondan yeni çıkmış biri gibi, yeniden doÄŸmuÅŸ biri gibi ÅŸükredercesine selam veriyordu. Adeta alkışlardan utanıyordu. Kendisine bunları sormak istedim ve iÅŸte oradaydım. Tam yanında. Aynı mekan içerisinde Eva ile birlikte 1 hafta boyunca soluk alıp verdim, ter döktüm, yeri geldi aÄŸladım, yeri geldi güldüm ama bu bir dans eÄŸitiminin çok ötesindeydi. Hatta belki hayatım boyunca alabileceÄŸim en güzel eÄŸitim idi. Bu bir kiÅŸisel geliÅŸim eÄŸitimiydi. Yıllardır törpülemek için uÄŸraÅŸ verdiÄŸim, bu yolda kitaplar okuduÄŸum, deÄŸiÅŸik öÄŸretilere merak saldığım, egom sonunda yerle bir olmuÅŸtu. Her gün kaçmamak için kendimle adeta savaÅŸtım. AÄŸzından çıkacak her kelime benim için çok deÄŸerliydi ve büyük önem taşıyordu. Oysa ki ben tüm bu konuÅŸmaların yalnızca ufacık bir bölümünü anlayabiliyordum. Ne kadar çok aÄŸladım. Dans seviyesi de profesyonel seviye idi. Tüm bu yetersizliklerimle yerden yere vurulmuÅŸ hissettim kendimi. Bir yandan da Eva yumuÅŸacık, samimi, sıcak, verici, egolarından sıyrılmış bir kiÅŸiliÄŸe sahipti. Onunla aynı havayı soluma fırsatı yaratmıştım kendime. O dönemlerde Reiki, nefes terapisi gibi teknikler denemiÅŸ, farkındalığımı açmak için her tür öÄŸretiyi dener olmuÅŸtum. Bu semineri de onlardan biri olarak görmeye çalıştım. Diyordum ki kendime. Neden ben? Tüm dünyada sadece 33 kiÅŸi orada olabilmiÅŸti. Orada bulunan yabancıların hepsi yıllardır Ä°spanya’da yaşıyordu. Bir tek ben farklıydım. Demek bu kadarına izin verildi dedim kendime. Onu sadece gönül gözüyle anlamam gerekiyormuÅŸ. O yüzden sonuna kadar direndim.

Neler mi yaptık? Seminer Sevilla dışında Eva’nın yaÅŸadığı yer olan Dos Hermanas’ta bir tiyatro sahnesinde gerçekleÅŸti. Ortam büyüleyiciydi. Tekerlekli aynaları bir araya getirerek salon havası yaratılmıştı. Belgeselde gibiydim ki zaten tüm semineri bir Fransız bayan belgesel hazırlamak için çekti. Her gün otobüs, tren yolculuÄŸu yaptık. 33 kiÅŸiydik. Her ülkeden öÄŸrenciler vardı. Brezilya, Arjantin, Ä°talya, Japonya, Costa Rica, Ä°spanya, Türkiye, Amerika…….Pek çok yabancı 6-10 yıldır Ä°spanya’da yaşıyordu. Pek çoÄŸu ünlü isimlerin company’lerinde dans ediyorlardı. ( Antonio Canales, Eva Yerbabuena)  Dersler saat 10:00’da baÅŸlıyordu. 2 saat dans eÄŸitimi olarak planlanan program 4 saate çıkartıldı. Hiç ara vermeden 4 saat dans eÄŸitimi aldık. Bu eÄŸitimlerin bazen büyük bir bölümü konuÅŸma ile geçiyordu. Sorularımızı cevaplıyordu Eva. Karınlar zil çalarak koÅŸa koÅŸa yemek yemeÄŸe gidiyorduk. AkÅŸam 18:00 -21:00 arası her gün bir seminer konusu vardı. Eva ‘nın company’sinin direktörü, kostümcüsü, ışıkçısı, gitaristi ve aynı zamanda eÅŸi olan Paco, vokalisti 2. Falcon ve son olarak kendisi bizlerle pek çok ÅŸey paylaÅŸtı. Son günler hepimiz duygusal anlar yaÅŸamaktan dolayı mutlu ama yoÄŸun tempo nedeniyle bir hayli yorgun bir ÅŸekilde gelip gidiyorduk. Pek çok doÄŸaçlama çalışması yaptırdı. Hayvan taklitlerinden dans hareketleri yarattı, Lorca’nın bir ÅŸiirinden tiyatral bir çalışma yaptırdı, ÅŸapka varmış gibi birkaç marcaje(yürüyüÅŸ) yaptırdı ve en beÄŸenilen hareketlerden bir koreografi oluÅŸturuldu.

​Bu hikayede en üst seviyelere ulaÅŸmış olmasına raÄŸmen, her an herkesten bir ÅŸeyler öÄŸrenilebileceÄŸine inanan bir dansçı olan Eva’nın bu yönünü vurgulamak istedim. Bizlere de ders olur belki. Konu benimle ilgili. DemiÅŸtim ya derslerin birinde elimizde ÅŸapka olduÄŸunu varsayarak tiyatro sahnesinin bir ucundan diÄŸer ucuna en fazla 5 figür yaparak yürümemizi istedi Eva. Müzikle. Form Garrotin. Flamenko ile ilgilenenler bilir. Bu formda ÅŸapka kullanımını sıkça görürüz. Ben heyecandan tirtir titriyorum. Daha önceki çalışmalarda herkese yaptırmamış, birçoÄŸumuzun görerek öÄŸrenmesini istemiÅŸti. Bu sefer kaçış imkansızdı. Aklıma gelen fikirleri hep benden öncekiler yapıyordu, ben sürekli sıranın arkasına kaçıyordum. Ayrıca herkes çok da iyi kullanıyordu bedenini. Neyse en son ben kaldım. Can havli ile bir fikir geldi aklıma. BeÄŸendiklerini belli eden tepkiler verdiler. Çok ÅŸaşırdım. Ben bende deÄŸildim çünkü. DüÅŸünsenize Eva……Sonra herkes en beÄŸendiÄŸi hareketleri seçti. Bunların birleÅŸiminden Eva bir koreografi yaptı. Bir kiÅŸi de bunu tek başına dans etti. Sonra hepimiz birden öÄŸrenip dans ettik. Çok keyifli bir yaratım süreci deÄŸil mi? Benim iki figürüm seçildi. Ama bir tanesi tamamen temayı deÄŸiÅŸtirdi. Dansı komediye çevirdi. Seminerin sonunda Eva hepinizden bir ÅŸeyler öÄŸrendim ve evime dönüyorum demiÅŸti. Haklıymış. 2010’da Sevilla’da Bienal vardı. Flamenko Bienali. Arkadaşım ( seminerdeki Sevilla’da yaÅŸayan Türk arkadaşım-Asime Özözer) bana dedi ki Melis sana bir sürpriz var Eva’nın provalarını izledim. Gösteriyi dikkatle izle. Senden bir ÅŸey var gösteride. Evet. DoÄŸruydu. Eva kendi gösterisinde benim ÅŸapkayla yaptığım figürü kullanmıştı. Hatta bu figürü palyaço kılığındaki bir erkek dansçı yapıyordu. Belki o palyaço fikri bile o hareketime baÄŸlı olarak doÄŸmuÅŸtu. Ne kadar öÄŸretici bir süreç deÄŸil mi? ÖÄŸrenmenin sınırı yok. Etkilenme, esinlenmenin sınırı yok. Tüm kanallarımız açık olmalı yaratmak için yeterli malzememiz olması için. Ä°lhamın nereden, kimden geleceÄŸi bilinmez. Bu kadar mütevazilik, öÄŸrenmeye açık olmak. Büyük insan…Eva.

Seminer sonrasında herkes tek tek tiyatro sahnesinin ortasına yerleÅŸtirilmiÅŸ olan koltuÄŸa oturup seminer ile ilgili düÅŸüncelerini, deneyimlerini, neden geldiklerini anlattı. Duygularımı yeterince ifade etmek için Ä°spanyolcam yeteri deÄŸildi. O yüzden Ä°spanya’da yaÅŸayan Türk arkadaşımdan (Asime’den) çevirmesini rica ettim. Zaten son günün verdiÄŸi duygusallıkla hepimiz çok hassastık. Neredeyse konuÅŸmaların tümünde aÄŸladık. Ä°ÅŸte bizim sahneye birlikte çıkmamız da insanları çok duygulandırmış. Arkadaşım yanımda diz çöktü ve sözlerimi çevirmeye çalıştı. Buraya ne zaman kaybettiÄŸimi bilmediÄŸim içimdeki çocuÄŸu bulmaya geldim dedim. Buraya geliÅŸim bir içe dönmesi çabasının sonucuydu. Senin nefes alışını bile kaçırmak istemezken söylediklerini anlayamamak beni her gün kahretti ama iyi ki bırakmadım, dayandım. Çünkü inanıyorum almam gerekeni hislerimle de olsa aldım. Seni videonda izledikten sonra enerjine dokunmak istemiÅŸtim. Seni merak ettim, tanımak istedim. Ä°ÅŸte sözlerim özetle bunlardı. KonuÅŸurken dimdik Eva ve arkadaÅŸlarıma bakıyor ve aÄŸlayarak Türkçe kelimelerle duygularımı haykırıyordum. Herkes çok etkilenmiÅŸti. Sonradan bunu sözleriyle dile getirdiler. En son Eva konuÅŸtu. Ayakkabılarını çıkartıp yere oturdu. Dansçı Eva deÄŸil kendim olarak sizlerle konuÅŸuyorum dedi. Seminerden ne kadar etkilendiÄŸini, harika bir deneyim yaÅŸadığını anlattı. Hiç kısıtlamadan, kendine saklamadan tüm bildiklerini, Flamenko dolu yaÅŸamında, sanat ve yaÅŸam alanında hayat boyu keÅŸfettiklerini, deneyimlediklerini, öÄŸrendiklerini bizlerle paylaÅŸmış sonunda tüm bu iyi niyeti kendine bumerang gibi geri dönmüÅŸ, onu doyuma ulaÅŸtırmıştı. Seminer sonu sertifikalarımız dağıtıldı. Sadece bana özel bir not yazdı. “Hepimiz aynı dili konuÅŸuyoruz”. Ben senin her nefesindeyim. Sonraki tüm hafta bu duyguyu hissetmeye çalışarak çektim havayı içime.

Tüm bunlar nedensiz mi yaÅŸandı? Ben neden böyle bir deneyim geçirdim? Hayatıma somut bir ÅŸey katabildim mi? Aslında çok köklü bir deÄŸiÅŸim bekliyordum kendimde, daha çabuk ve somut. Belki bunlar birikim. Bir yerde, bir zaman çıkacak ortaya. Ruhumun geliÅŸmesi için yaÅŸandı tüm bunlar. Bugün ve ileride yapacaklarım için hazırladı beni belki de. O seminerden sonra almak istediÄŸim eÄŸitimler vardı, yapmak istediklerim. Sanatım adına. Bunları yapamadım. Hayatın koÅŸuÅŸturmalı temposuna girdim yeniden. Türkiye’ye dönünce öÄŸrencilerimle aylarca paylaÅŸtım aslında öÄŸrendiklerimi. Orada bizde denediÄŸi ÅŸeyleri kendi öÄŸrencilerimde denedim. EÄŸitimime de farklı bir bakış açısı getirmek istedim ama dediÄŸim gibi konsantrasyonum hayatımı devam ettirebilmek adına verdiÄŸim mücadeleyle dağıldı. ÖÄŸrencilere de sene sonuna kadar  somut bir ÅŸeyler öÄŸretmem onları sahneye hazırlamam gerekiyordu. Eski 

tekniklere geri döndük.

​

Seminerden ufak notlar:

. Hiçbir ÅŸey için sınır yok diyor. Bu sınırları,  kuralları biz koyuyoruz.Tüm blokları kırın, sınırları kırın, vücudunuz olduÄŸunu unutarak dans edin diyor. Bunu da bir boÄŸa güreÅŸçisinden duymuÅŸ. Ve ne zaman siz vücudunuzu unutursunuz o zaman her yerde olursunuz.

-Ne zaman ki nefes alır rahatlar gitaristin çaldığı o ilk melodiyi dinleyerek dansımıza baÅŸlarız o zaman rahatızdır. Sinirle, gerginlikle dinlersek dans edemeyiz.

-Tamamen doÄŸal olmaktan bahsediyor. DuruÅŸun, düÅŸünüÅŸün, her ÅŸeyin doÄŸal olmalı. Korku hep bizimle olacak, onunla yaÅŸamayı, hareket etmeyi kabulleneceÄŸiz, ben de korkuyorum diyor ama onunla oynamamız lazım.

-Ne zamanki mental kalıpları kırarız o zaman özgürüz diyor.

-Dans ederken baÅŸka bir ben var. Normal hayatta asla olamayacağım bir ben ve ne zaman ki gösteri bitiyor yaÅŸamdaki Eva geliyor ve o Eva selama çıkamıyor. Çünkü a önce dans eden baÅŸkası. Bu selamı kabul bile edemiyorum diyor. Hiçbir ÅŸey için sınır yok diyor. Bu sınırları kuralları biz koyuyoruz… … Ne zaman ki mental kalıpları kırarız o zaman özgürüz.

-Sahnede herkesin birbirine saygılı olması gerektiÄŸinden bahsettiler. Ben dansı sevmeyen, takip etmeyen biriyle çalışmam diyor Eva. Ne zamanki beni izlemekten zevk alır ve benle sahnede bir bütün olur o zaman ortaya çıkan ÅŸey inanılmaz olur diyor.

-Disiplinden bahsettiler. Bu iÅŸ kondüsyon, saÄŸlık, kafa iÅŸi diyor. Hasta biri iÅŸime yaramaz.

-Müzisyen iÅŸe saygılı olmalı ve biz uçaktan inip saatlerce o yorgunlukla çalışıyoruz bu iÅŸ baÅŸka türlü çıkmaz.

-Ben diyor Eva hiçbir zaman sahnede müzisyenimi rencide etmedim. Hızı düÅŸürmelerini ya da yükseltmelerini isterken seyirciye çaktırmadan yaparım ama ayni saygıyı da müzisyenimden beklerim.

- SevmediÄŸim bir melodi varsa deÄŸiÅŸtirmek durumunda bunun tartışması olmaz. Dansçı benim.

- Paco( eÅŸi ve gitaristi)  diyorki bir solea yaparsın deÄŸiÅŸik birÅŸeyler olabilir ama özüne saÄŸdık kalınmalı. Dinleyen onun solea olduÄŸunu tanımalı. Karakterini veren ÅŸeyi yok etmemelisin.

ÖÄŸrencilerim paylaşımlarımdan sonra pek çok yüreklendirici mailler attı bana. Bunlardan bir tanesini sizlerle paylaÅŸarak yazımı sonlandırmak istiyorum;

Mail grubuna attığın mailleri okudum, çok etkilendim. Sana özel bir mail atmak istedim. Ressam olduÄŸumu biliyosundur(sanırım:) )) ve sanatın, dışavurum’ un her dalına hayran olduÄŸumu bilmeni isterim. Flamenkoyla da bu coÅŸku ve dışavurum gücüden ilgilenmiÅŸtim özellikle!!!

Senin yazılarında, o güzel coÅŸkuyu, doÄŸallığını, heyecanını ve büyük paylaşım isteÄŸini görmek beni çook duygulandırdı. Notlarını hissederek okudum. Sanat bu iÅŸte, teknik falan deÄŸil aslında, hepsinin üstüne geçip ruhu katabilmek !! ve bu herkese nasip olmuyor, sen de bunu hissetme çok hoÅŸ bir histi. Kendimi çok yakın hissettim ve paylaÅŸmak istedim.

Allah’ a teÅŸekkür ediyorsun ya Eva ile seni tanıştırdığı, buluÅŸturduÄŸu için, ben de  kimi insanlar için, karşılaÅŸtığım, ruhlarıma deÄŸen O yüce insanlar için Yaradan’a ÅŸükrettiÄŸimi bilirim!!! Ayrıca eminim bunu sen de biliyorsundur ki, bu senin gücün ve ruhun sayesinde de oldu, ve O insanla buluÅŸabildin.

Neyse, heyacanla ; heyecanlı duygularımı umarım ki, güzel aktarabilmiÅŸimdir. Beni heyecanlandırdığın, bu alelacele ÅŸeyleri yazdırdığın için teÅŸekkürler sana Melis!

Güzel deneyimler; güzel zorlanmalar…

Çok sevgiler.

Bugün tekrar soruyorum. Bu seminer neler kattı bana? Beni kendimle ilgili olarak sorgulattı daha ilk günden. Neden flamenko, hedefim ne, nasıl bir yol izlemeliyim bundan sonra gibi. Åžimdi ben biliyorum ki Flamenko hayatta kendimi bulmam için bir araç, bir yol, bir hayata bakış biçimi. BaÅŸladığım ilk günden bu yana pek çok ÅŸey deÄŸiÅŸirken hayatımda, Flamenko ile ilgili hissiyatlarım da çok deÄŸiÅŸti. Yine biliyorum ki Eva semineri bir dönüm noktası oldu hayatımın her alanında.

Her gün sonunda öÄŸrencilerime detaylı bir ÅŸekilde seminerde yaptıklarımız ve yaÅŸadıklarım, hissettiklerimle ilgili mail attım. Ä°stedim ki her anımı paylaÅŸayım. Bir eÄŸitmen pek çok ÅŸekilde faydalı olabilir. Bildiklerimi kendime saklamak asla tarzım olmadı. Okuduklarından da açık olanlar pek çok ÅŸey aldı diye inanıyorum. O günlerdeki hislerimi ve deneyimlerimi çok deÄŸer verdiÄŸim sevgili öÄŸrencilerimle paylaÅŸtığım ÅŸekliyle sizlerle de paylaşıyorum. Eminim sizler için de eÄŸitici olacaktır.

bottom of page